3 Temmuz 2010 Cumartesi

şeffaf sabunlar

Önce ki yazılarımdan birinde  ilk kargolarının hazırlanışından bahsettiğim Seda ve Ahmet sipariş ağırlığını şeffaf sabuna verince dur durak bilmeden her gün üst üste şeffaf sabun döktüm.

                      bu sevimli kalpte  kırmızı gıda boyası kullanıldı
                                             flaşsız çekim


                                              flaşlı çekim


Şeffaf sabun ise diğerinden daha farklı bir teknik. Yağları ve kostiği daha yüksek ısıda karıştırıp alkol ve gliserin ekleyerek uzun uzun kaynatıp daha sonra da şurup haline getirilmiş şekeri, kokuyu ve rengi ilave ederek kalıplara döküyorsunuz. Ertesi güne sabun donmuş ve hazır oluyor ancak hala biraz yumuşak. bir kaç günün ardından ise yeterli sertliğe ulaşıyor.

                       karanfilli şeffaf bunda ise doğal boya var

Renkli şekerlemeler gibi oluyorlar. İlke olarak gıda boyasına da karşı olduğum için bu güne kadar hiç kullanmadım. Ne var ki Seda senden başkasıyla çalışmak istemiyoruz ancak renkli sabunlar istiyoruz deyince ve haklı gerekçeler de öne sürünce onların samimiyeti karşısında yapacak bir şey kalmadı ve onlar için yapmaya başladım.
Ancak düşünüyorum ki bazı renkleri belki doğal yollardan elde edebilirim aslında sürekli bu deneyleri yapıyorum fakat opak sabunda bu olanak sınırlı ama şeffafta olanaklar daha geniş . Deneyeceğim. dün aklıma geldi. Kompostoya kırmızı bir renk vermek için kaynatılırken içine ayvanın çekirdeği de atılırdı...Değil mi ki şeffaf sabun içinde şurup kaynatıyoruz neden olmasın?

                                             raflarda sabunlar

Aslına bakarsanız kullandığım gıda boyaları miktar olarak o kadar düşük ki. Fakat günlük hayat içindeki totale bakmak lazım. Beni rahatsız eden işte bu nokta. Kilolarca sabuna çay kaşığının ucu ile koymanız yetiyor fakat yediğimiz her türlü üründe kullanılan bu boyalardan günde kaç gram vücudumuza aldığımıza dair bir istatistik yoktur herhalde. Fakat siz üç aşağı beş yukarı hesap edebilirsiniz. Sabah kahvaltıdan başlayarak neler yiyorsunuz ve neler kullanıyorsunuz (kozmetik ve deterjan vs.), neler içiyorsunuz bunların içinde ne kadar gıda boyası var düşünün bakalım.
Unutmadan anlatmam lazım. Son günlerde sentetik gıda boyaları ile ilgilenmeye başlayınca bu arada yeni bir şey daha öğrendim. Marketlerden  sağlıklı beslenmek adına aldığınız esmer ekmeğin nasıl esmer olduğunu biliyor musunuz? Kavrulmuş malt unundan. Boya olarak kullanılıyor. Tabii sentetik değil doğal. Ne var ki gerçek değil. Kara buğday ununu zaten tek başına kullandığınızda da ekmek hiç bir zaman koyu bir renk olmuyor ancak beyaz da olmuyor. İçine çavdar, yulaf karıştırırsanız o zaman rengi koyulaşıyor. Nereden mi biliyorum? Ara ara kendi ekmeğimi kendim yapıyorum. Bu eve geçtiğimizden beridir de evde fırın yok bazen bahçedeki taş fırında bazende tavada yağlı ekmek yapıyorum.

                                            atölye


Evde çalışıp yine ekmekti yoğurttu yapmaya çalışmak oldukça güç. o düzenli takip edilmesi gereken bir sistem. ekmeğin mayası, yoğurdun mayası hep takip edilmeli ve belli aralıklar ile yenilenip kullanılmalı. Ne yazık ki bu yıl bahçeyle bile doğru dürüst ilgilenemedim. Ev atölyede zaman kavramı kayboluyor. Sürekli üretime odaklanınca diğer konular gündeminizden düşüyor. Herşeyi kışa erteleyerek bu yazı da böyle geçireceğiz.