11 Aralık 2009 Cuma

Burası Gümüşlük

Duygu doğumdan ve hareket kabiliyeti azalmadan son bir kez İstanbul’a gitmek istedi ve bu gün orada. Bense dün ne olursa olsun mandalinalı sabunu dökmeye karar verdim. Bir önceki gün mandalinaları ağaçtan topladım ve hiç bekletmeden dilimleyip dehidratöre koydum.




Mandalinalar ertesi gün hazırdı her biri çıtır çıtır ve turuncu renklerini hiç kaybetmeden kurudular.









Ancak hava muhalefeti var. Gökyüzü simsiyah yağmur ha babam yağıyor. Bir ara diner gibi oldu koşturdum yine bahçeye bu seferde sularını sıkmak için koca bir torba alıp ağaçların yanına. Topladım da topladım.  Sonunda eh yeter artık deyip koştum eve ve ardından yine yağmur. Sevgili Ani gelebilmek için bir saat evde bekledi. Önceki günden sözleşmiştik bana gelecekti. Mandalinaları sıktım ki bu arada elektrikler kesik. Burası Gümüşlük eski Bodrum’un hali. O zamanlarda da elektrikler sürekli gider mum ışığında gaz lambasında saatler geçirirdik. Neyse sıra havuçların suyunu sıkmaya geldi katı meyve sıkacağını kullanacağım hala elektrikler yok. Bu arada Ani geldi birlikte sohbet edip Türk kahvemizi içtik ve elektrikler. Koşup hızla havucun suyunu da sıkınca rahatladım artık rutin işlere sıra gelmişti. Kostik sıktığım meyve suyuna karıştırılıp eritildi yağlar hazırlandı ve uygun ısıya gelmeleri için beklemeye alındı.
Bizde bu arada fal bakıp klasik kadın sohbetlerine geçip hayattan dem vurup sohbet ettik.
Yağmur hala şakır şakır. Şimdi sıcak bir tarhana çorbası nasıl güzel olur diye düşünürken yapmaya kara verdik aslında zamanın nasıl geçtiğini anlamamışız. Öğle yemeği zamanı çoktan geçmiş biz ikindi ile akşam arası öyle yemeğimizi yedik. Bu arada yağmur biraz bize acıdı. nispeten  yavaşladı ve Ani de  koşturarak evine döndü. Bende yine derece elimde yağın ve kostiğin ısısını ölçmeye. Hadi iki derece kalmış kova nerede, spatula, kalıp derken her şey hazır. Elimde çırpıcı tam kovaya daldırdım ve elektrikler yine gitti. Ne zaman gelir diye endişeyle dolu bir onbeş dakika geçti ki geldi ve koşarak sabunumuzu hazırlayıp yiğit’in yardımıyla döktüm malum kova ağır tek başıma kaldıramıyorum.
Hemen üzeri kurutulmuş mandalina dilimleriyle ve Ayşegül’ün hediyesi karanfillerle süslenip her zaman ki gibi sarılıp sarmalandı. Bu gün sabun hazır ama daha açmadım yarına bıraktım o işi. Fotoğraflarıyla yarın burada olacak.

2 yorum:

  1. Gümüşlük'ü özlüyorum sen bunları anlatınca... yağmur size şaka yapmış:)

    YanıtlaSil
  2. yine geliyor yağmur. lodos lodoss

    YanıtlaSil